29.Şadiye abla
Şadiye abla
Kader, kısmet böyle mi?
Sığamıyorum yataklara
Uykusuz gezerim odalarda
Gecelerce, karanlıklarda
Kahrederim kadere, kısmete,
Kahrederim aşka, sevgiye,
Seni bana getirmiyorlar diye
Odalarda gezerim gecelerce,
Uyurum sabahlara dek açık gözlerle,
Yorulurum beklemekten uykuyu, seni,
Geleceksiniz diye bir gün belki
Kahrederim kısmete, kadere,
Kahrederim aşka, sevgiye, hasrete,
Beni senden uzaklaştırıyorlar diye
Günah düşünceler dolduruyor gecelerimi,
Tutacak gibiyim uzatsam sana ellerimi,
Açınca birden yorgun gözlerimi,
Uçuşturuyorum kuşlar gibi düşlerimi,
Eyvah! Sanki kaybediyorum o an seni
Lanetlerim bazan kendi kendimi,
Lanetlerim sensiz, uykusuz gecelerimi,
Mahkemelerim kısmetimi, kaderimi,
Cezalandıramam da hiç birini
Yine de küserim aşka, sevgiye, hasrete,
Küserim kısmete, kadere:
Beni, bana mahkum ediyorlar diye
Köln, Eylül 2003
Ömrün uzun ola hey Şadiya abla,
neşelisin paran olsa da, olmasa da:
"Bir kahkaha eder bir kilo pirzola..."
der de, neşe saçardın dört bir yana...
Neşelerle neşelisin, kederlerle kederlisin,
hem yaşlılarla, hem gençlerle berabersin.
Düğünlerden de hiç mi hiç eksilmezsin,
Şadiye abla, inan ki, sen hiç eskimezsin...
İlâhi Şadiye abla, inan sen bir ömürsün,
güleni ağlatır, ağlayanları güldürürsün.
Bir kahkahan sana bir kilo pirzola olsun,
Şadiye abla, sen bedavadan yaşıyorsun...
Köln, 10.12.1983.